2 Eylül 2012 Pazar

en umutsuz anında bile ,seni hayata bağlayacak birşeyler bulabilirsin.
unuttuğun kıyıda köşede kalmış,hatırlamaya değer anıların olabilir mesela,
ufacık küçücük iyiliklerin ,
seninle üzülüp seninle sevinen insanların yüzleri,
bin yıllık dostların,
bilmem nerde ne zaman kimbilir hangi ağacın gölgesinde koyulttuğun bikaç kelamlık bir sohbet,
kendin için attığın bir adım...

hepimize hayatın en büyük öğretisi şu oldu,
en büyük acılar bile zamanın değirmeninde un ufak olmaya mahkum.
en derin yaralar zaman merhemiyle kapanmaya mecbur.
ve biz unutmaya ayarlanmışız.
diyelim ki unutamadık sabretmeye,
diyelim ki sabredemiyoruz,
gözyaşıyla eritmeye,
sırtımızda kambur olmayacak yüklerimiz ,biliyoruz ,çünkü,
taşıyabiliriz.

en güzeli aslında "bence" imtihan olmak.
kendimizi keşfetmemiz ,aslında nasıl kocaman bir alem olduğumuzun farkına varmamız,
elimize kolumuza şükretmemiz
ve en sonunda,
yönelip yardım istemeyi becerebilmemiz için gerekli.

umutsuz olmak bize has ,bu duyguyu birtek biz yaşayabiliriz,
çünkü birtek biz ardımızda bir dünya bırakıp gitmekten ürkeriz.
birtek biz hesap vermekten çekiniriz.
bir tek biz herşeyin her zaman bize ait olduğunu sanırız.

hep söylüyorum
insan her daim hakim olamaz kendine.
insan her zaman vicdanlı olamaz.
insan her zaman her an huzurlu mutlu olamaz.

ama hüznünde yaratılışında biraz umut vardır
ve umut en karamasar zamanlarda tebessüm etttiren ilaçtır.

dua edebilmek için bile,biraz umuda ihtiyaç vardır.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder