14 Ocak 2011 Cuma

mavisalıncak

adından belli olduğu üzre,rüyaya dalmak ve uyanamamakla ilgili,ufak tefek iğneler batırdığım kendime,öyle satırlar işte.

deli saçması bazen kelimeler,altından kalkamadığım cümleler de kuruyorum bazen evet,
oluyor işte,
insan hep hakimi değil kendinin.
ruhumla ,kalbimle bir hayatın en güzel yerinde elime bavulumu alıp,en güzel bi ülkeye gitmek kadar huzurlu bir dünya.

bazen bitmek aslında bitmek değilmiş.
bunu anladık,evet.
bazen tükenmesi birşeyin,kötü birşeyin tükenmesinden daha kötü değilmiş.
bi sigaranın bitmesi mesela,ya da acı bi antibiyotiğin,veya ne bileyim işte kötü zevk vermeyen birşeyin.
iyileşemeyeceğim diye ilacı bırakmaktan korkmak kadar aptalca sahip olduğun kandırmaca düşüncelerim.
sarsılmaktan vazgeçen yeryüzünün mavi göğü altında güneş dalarken gözbebeklerimden içeri,
yine o sabah yaptığım gibi mavi demir bi salıncakta günümü gün ediyorum şimdi.
şairin dediği şeyin biraz değişiği,şimdiiiii,
"güneş eksilmesin gözbebeklerimden"
artık kalbimin sıkışmasını da,ellerimin titremesini de durup durup çınlamasını da kulaklarımın,kalbimin eskimesine yada tansiyonumun düşmesine veya birinin beni "anmasına" bağlayabilirim..

ruhum bedenimle uğraşmakta vazgeçimiştir belki,

şimdi artık her zaman olduğu gibi sert şarkılar dinleyebilirim,
bir günde 40 sayfa yazabilir
bir gecede 3 film seyredebilirim.

şimdi belki ruhum salıncağında keyf yaparken ,parmaklarım ona eşlik edebilir.
şimdi belki,hala nasıl yaşayabildiğimi soracak cesareti de bulurum kendimde.
şimdi belki biraz önce, alnıma güzel şeyler de yazılmıştır,
onları görecek zamanımda vardır belki...

herneyse.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder