29 Temmuz 2010 Perşembe

sızıntı,kalpten vücuda olursa eğer,iyi birşeydir.

24 Temmuz 2010 Cumartesi

yıldönümü üzerine,
yada yeniden başlamakla ilgili...


yıllandıkça yıpranmak,
yada
koca ağaçlar gibi kök salmak.
bir kez daha söylemiştim.
"kökleri dışarda ,içerde sansa da elma"
...

yok,gerek kelime israfına.
yıllandıkça,yıkılmak
bugün üzerine söylenecek iki kelime.
"iki doğru kelime"

dünya etrafımızda dönmüyor ,ne yazık...
gözyaşların,yeni bir yürek için mutluluğa doğru uzayıp giden bi deniz.
dünyanın mutluluk limiti var elbet.
biri aştımı limiti ,diğeri onun için fedakarlık yapmak zorunda.
sonra elimizde kalan,bütün ademoğlu için.

"mutlak denge"

yıldönümü için,fazla bu kadar cümle.

"yola çıkmalı
durup beklemekten iyidir yola çıkmak..."

22 Temmuz 2010 Perşembe

ayrılığın ay dönümü

sözler bende kalmalı.
sonra,daha sonra söylenmek üzere...
bugüne,o günki gibi "lal olmak" yakışır...

ve,

lal olmuş dillerin ardında,ihanetin eskitemediği br umut vardır.

eyvallah...

21 Temmuz 2010 Çarşamba

yorgun değilsin.
yok.ben seni en fena halinle gördüm.
sen yüzündeki aslan pençesi izlerinden korktun.
sırtını döndün.
bakışın yerle yeksan.kirpiklerin ta fezaya kadar uzamış.
ellerinin ortasında kasırgalar kopuyor.
uzaklara bakmak ne demek,
saat nasıl kurulur,
yokken zamanın içinde, var olmaya ramak kalmak ne demek,
o uzun tırnaklarıyla yüzünü tırmalayan aslanın bakışlarında gördüm.
yok,
tuzaklar kurmana hiç gerek yok.
aslan ne kadar kükrerse,
ben o kadar koşarım.
o nasıl pençelerse,
ben o kadar korurum.
palazlandı ellerim aslan dişlerinin arasında.
artık yara yok.
yaralanmak var,fakat,
yaraları açık gezmek yok.
saracaksın
sararacaksın.
ama
tebessümle.

20 Temmuz 2010 Salı

acı çekiyorum.
önceleri bir merdaneye girmiş gibi eziliyordu ruhum.
çıktım merdaneden. tamam.
kanıyor ama elim yüzüm .
ne çözüm ?
kanamayı seyretmekten daha mı zor ölüm?
yok yook...,
bu böyle olmayacak.

dediğimde,
içime su serpen tek cümle.
"allah yeniden başlayanların yardımcısıdır...."
mut'suzluğumun sebebi değilmişsin,
mut'luluğumun da olamadığın gibi....

19 Temmuz 2010 Pazartesi

bir şehre yalnızlık düştüğünü nasıl anlarsın?

ya ayakların dolaşır birbirine,yürüyemezsin ,

yada ruhunu yetim,çok yetim hissedersin...

17 Temmuz 2010 Cumartesi

sakin olmaya karar vermek,sakinleşmek için yeterli zannediyorum...
yok o kadar kolay değil.
ol deyince olmuyor ki,bir tek "allah "var ol deyince olduran.
olmasını istemek yetmiyorsa,
rüca cı mı olmak gerek ?

lütfen allah'ım...

16 Temmuz 2010 Cuma


ruhumun bütün şehirleri göçebe...

göçebelik gerdanını taktığım günden bu güne;

girdiğim bütün şehirler uçsuz bucaksız

saptığım bütün yollar da hengame...

elimde ne varsa dünden kalma,yarına;

göçebe şehirlerde salınan bir zümrüd-ü anka...

sabahın ilk ışığından,en karanlığına gecenin;

bir evrenim var kalbimin 4 parmak aşasında,

beni"m" evimde orada ....

şimdi saldım kuşlarımı kafeslerinden evrenimin dört bir yanına,

bir yanda savrulup giden hayat,

bir yanda gagası dolu zümrüd-ü anka...

..........

heybesi yırtık hayat,

dök denizlerime kalan ne varsa...

...









14 Temmuz 2010 Çarşamba

şu benim pembe,

seni yanımda taşımaya başladığım bu güne,
pembe,
ne çok şey yaşadık seninle...
herşey değişti.
hatta olmadı tekrar değişti.
şimdi yanımda yeniden pembe.
başbaşa kaldık yeniden seninle.
ne kenardan köşeden nefes alma çaban kaldı artık ,
nede kaygılanman,bitti işte.
pembe,
hep böyle dur olur mu.
böyle kalmak en iyisi bence.

13 Temmuz 2010 Salı

yorgunken de demişmiydim?



bu kış olmazsa bi dahaki bahara....
cümlelerin yarım kalması değil canımı yakan.
konuşmanın amacı yarım kalacağını bildiğin cümleler kurmakdeğil yada...
varolmak için hayatın içinde,soluk alıp verirken bile
hesaplaşmalı kendinle.
sıradan alelade,öylesine bir yaşam değilse istediğin,
cesareti sindirince uçup gitmiyor bi yerlerden,bunu bilmelisin.
üzerine bastığın ne varsa hayatına dair,
belki büyük bir adımın izleri,belki çıkışı olmayan bir sokak tabelası,belki içinin ışıkları,
gizleri hayatının ,sırların ,apaçık ortada olanlar yada ,sandıktakilerde olabilir pek tabi...
hepsini tek tek yoklamalısın.
ne kadar sen var içinde ,senden neler var?hatalarında mesela ?
aklayabiliyormusun kendini,yoksa kaybolmak daha mı kolay yanlışların içinde.
başarabilmeli kendiyle yüzleşmeyi.
yüzün varsa kendinle yüzleşmeye,büyümek için verdiğin onca emeğe rağmen hemde..
kendin için yaptığın tüm fedakarlıklara üstelik.
yorulmadan nefes alıp vermeye,ve uykusuz gecelerine,diplomalarına ,aynana yada aldığın çizgili gömleğe...
ufacık bir vefa hissediyorsan saçlarını yıkayan parmaklarına,yemek taşıyan ellerine.
kendini sevmelisin bence önce.kendini yaralarınla derin sızılarınla kalp yangınlarınla kabul etmelisin.
yangınını kalbinin, kendin söndürebilirsin,yaralarının merhemi sade,sende.
bunu bilerek şikayet etmelisin.
sevdiğin şarkıları dinle,içini sızlatan şiirleri ,gülümseyen hep gülümseyen yüzleri.
şevkatli bi eli düşün sana uzanan.
otobanları düşün saatlerce uzayan.
seversin sen uzayıp giden yolları .
onları düşün.
hiç gitmediğin kelebekler vadisini,aslan kelebeğinin kanadındaki iri gözleri,
dünyanın en uzun ırmağını,meyve çekirdeklerini, akşam ne yiyeceğini...
parmaklarını düşünme.kimliklerini de.
yaptıklarını değil,bundan sonra yapacaklarını düşün.
çaresiz hissettiğinde ,
biryerlerde bıraktığın bi anını düşün.
içindekileri hatırlamak istemezsin belki ama,güldüğün anı düşün,kahkaha atmış olabilirsin mesela, onu
düşün.
ilk misafirlerini düşün,ilk mutfağını.
yanındakileri hatırlamak istemezsin belki ama,
uzağındakileri düşün.
ilk davetini hatırla ama yanındakileri hatırlama,onu nasıl heyecanla anlattığını düşün.
anılarını düşünme.
anılarında devleşen "an"ları düşün.
yalanları sahtekarlıkları yabancılaşan yanlarını hatırlama.
sadesin.
ele.
sadece ele.
sadece en sade olanları hatırla..
zifiri karanlıktı gece.
ordaydın vede
geceyi hatırla. karanlığı hatırlama.
yere düşen kitapları hatırla mesela,hatırladığında nefesini kesen yanlarını.
turuncunun nasıl da anlamsızlaşacağını gör ve şaşır mesela.
şaşırt kendini; sonra da,fiillerini yarım kalan cümlelerin tek tek tamamla.
bende nin sonunda ki istemiyorum mesela,
dökülsün dudaklarından,bu kez korkma.
sadece yılmaktan ve yorulmaktan kork.
yorulmaktan ve durmaktan kork.
durmaktan ve yeniden yürümeye mecalin olmamasından kork.
bunların hepsini yaparken,

tebessüm et....
&&&


sertap,bu böyle.
bugün anna karenina,
tavsiye üzerine,
mevsimiymiş hemde....











gün be gün için.


teker teker kaybolan her birşey arasında en sevdiklerim belkide bulamadıklarım.

onlar küçücük "an"larla devleşen "anı"lar .

bulunamayacaklarını anlayıp bir daha dönmemek üzere uzak denizlere yelken açmışlar.

"güven"ve "her demtaze kalmak" üzerine yazılacak yazılanlar.

biraz kaybedilenlere,

biraz kaybedilip bulunamayanlara,

biraz da o hep aranan dev zamanlara.

gün be gün,

günlük gibi birşey.

hayata, zamana,çocukluğa.

cesur adımlara,

yanılgılara.


tebessümle ama.